6. Filo eylemleri anti-emperyalist mücadelede önemli bir sembol haline gelmiş, tarihimizin en onurlu sayfalarında yerini almıştır. ABD'nin 6. Filosu ülkemize uğradığı her yerde adeta geldiğine pişman edilmiştir. Ne filo kendini koruyabilmiş, ne de işbirlikçileri onları koruyabilmiştir.

Ekim 1967'de 6. Filo Türkiye'ye gelecekti. Gençlik günler öncesinden hazırlandı Filo'nun gelişine. İTÜ, Yıldız Teknik ve ODTÜ Talebe Birlikleri, 7 Ekim 1967'de Amerika'yı protesto eden ve karaya çıkışlarını engellemeyi amaçlayan bir miting düzenlediler. Geç saatlere kadar beklendi fakat 6. Filo'dan tek bir Yankee bile Dolmabahçe'den karaya çıkmaya cesaret edemedi. Sabah Dolmabahçe'den karaya çıkması planlanan Filo komutanı Koramiral William İ. Martin de korkudan çıkamamıştı. Bir helikopterle Amerikan konsolosluğuna gidip aynı biçimde gemisine dönmüştü.

6. Filo'ya karşı Fikir Klüpleri Federasyonu (FKF) tarafından yayınlanan bildiride şöyle deniyordu:
Türk Bayrağı Açılmış ve Protestolar Devam Ediyor
"Amerika'nın Vietnam'daki vahşetine, Türkiye'deki pervasızlığına dur demenin zamanı gelmiştir. Türkiye'de girebileceği iğrenç oyunların tasavvuru, insan bilincinin bu dev savaş makinesiyle mutlaka başedeceği inancımızdan bir şey eksiltmemiştir." (Türkiye'de Devrimci Gençlik Hareketi Tarihi, sf: 375)

Devrimci gençlik 6. Filo'yu protesto edip, askerleri karaya çıkartmazken, Türkiye Milliyetçi Öğretmenler Konfederasyonu Genel Başkanı Selahattin Arıkan, solcuların işi azıtmaları halinde kahraman Türk ordusu müdahale edecek ve Yunanistan'da olduğu gibi komünistlerin hakkını avuçlarına sokacaktır, diye devrimci gençliği tehdit ediyordu.

FKF'liler, 6. Filo kaldığı süre boyunca Dolmabahçe'de açlık grevi yapar. 12 Ekim'de başlayan açlık grevine polis saldırır. 16 Ekim gecesi Taksim Anıtı'nın önünde ABD bayrağı yakılır... 6. Filo 17 Ekim'de ülkemizden defolup gitmek üzere demir alırken; FKF açlık grevini ve diğer eylemlerini sonlandırır.

 6.Filo Askerlerinin Denizden Çıkarılması
Bir süre sonra, bir daha gelir Yankeeler ve ilk olarak o zaman, 1968'de Dolmabahçe'de denize dökülürler. 6. Filo, 1968 Temmuz'unda bölge halklarına tehdit için dolaşmaktaydı ve işbirlikçilerinin davetiyle karaya ayak basmak üzere İstanbul'a gelmişti. İstanbula gelme nedenleri tam bir ahlaksızlıktı. Alenen genelevler hazırlanmıştı Amerikan askerleri için. Fakat asıl onursuzluk genelevleri Amerikan askerlerinin hoşuna gitsin diye beyaza boyayan işbirlikçilerininkiydi.

Ama o kadar kolay olmayacaktı karaya ayak basmak. Askerler karaya ilk çıktıkları anda gençliğin tepkisiyle karşılaşır, ancak o gün, işbirlikçi iktidarın polisleri sayesinde kurtulurlar. Gösteriler, eylemler gittikçe yaygınlaşır. Gençlik Dolmabahçe'den Taksim'e yürüyüş kararı alır. Yürüyüş polis tarafından engellenir ve gençlik liderlerinden bir kısmı gözaltına alınır.

17 Temmuz'da, polis öğrencilerin üssü durumundaki İTÜ yurduna baskın düzenler ve 30 öğrenciyi gözaltına alır, 47 öğrenci hastanelik edilir. Bu baskında bir öğrenci de katledilir. Vedat Demircioğlu emperyalizme karşı verilen mücadeledeki ilk şehitlerimizden biri olur. Gençliğin öfkesi daha da büyür. İstanbul üniversitelerindeki öğrenciler toplanarak Taksim'e yürürler. Konuşmaların ardından hedef ilan edilir: Dolmabahçe önünde demirli bulunan 6. Filodur. Binlerce öğrenci Amerikan askerlerini denize dökerler. Polisin engelleme çabaları da işe yaramaz.

Bir süre sonra, bu kez İzmir 6. Filo'ya dar edilir. Tarih 29 Ağustos 1968'dir. Kahrolsun Amerika sloganlarıyla yapılan mitingde, devletin yardımcısı gerici faşist güçler kitleye saldırarak iki kişiyi bıçakla yaralar, kitlenin üzerine bomba atarlar.

10 Şubat 1969. Amerika Birleşik Devletleri 6. Filo'suna ait gemilerin İstanbul'a gelişi öğrenciler tarafından protesto edildi. 6. Filo Defol eylemlerinde Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan, Amerikancı gericiler tarafından şehit edildi.

19 Aralık 1969'da ise, 6. Filo yine İzmir önlerindedir. Gençlik, ABD'li askerlerin şehre çıkmak için motorlarla yanaşacağı Gümrük önünde 6. Filo Defol sloganlarıyla ABD'li askerleri karaya çıkarmamak için and içer. 6. Filo Komutanı Downey, önce Cumhuriyet Alanı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenk koymaya, ardından Kordon'daki NATO karargahı önünden karaya çıkmaya niyetlenir. Ama karşısında ellerinde taş ve sopalarla bekleyen devrimci gençlik vardır. 6. Filo komutanı karaya çıkmaktan vazgeçer. Eylemlerde başta Mahir Çayan olmak üzere bir çok devrimci gözaltına alınır.
 Amerikalı Askerlerin Zor Anları
28 Ocak 1971'de İzmir'de yine Amerikan 6. Filo'sunu protesto eylemleri yapıldı... İYÖKD(İstanbul Yüksek Öğrenim Kültür Derneği) tarafından 1974 Nisan'ında NATO'nun kuruluş yıldönümünde onlarca eylemin düzenlendiği bir kampanya yapıldı. Eylül 1977'de ülkemizde yapılan NATO tatbikatları ve boğaza demirleyen ABD savaş gemileri Dev-Genç tarafından protesto edildi.

Karaya çıkan ABD askerleri denize atıldı ya da dövüldü. 12 Eylül 1980'den birkaç gün önce Trakya'da başlayan NATO manevralarına karşı Devrimci Sol, bir protesto kampanyası başlattı. 11 Eylül günü caddeler NATO'yu teşhir eden bombalı-bombasız yüzlerce pankartla donatıldı.




6. Filo ve Sağ-Sol Çatışmaları

6.Filo Boğazda
1968 yılında 6. Filo’nun Türkiye’ye yaptığı ziyaret, üniversite öğrencileri arasında ilk kez sağ-sol çatışmaları yaşanmasına neden olmuştu.
Polis Aracını Deviren Gençler
ABD’nin 6. Filo’sunun Türkiye ziyareti, öğrenciler arasında kanlı sağ-sol savaşının miladı olmuştu. 1968 olaylarını tetikleyen, üniversite işgallerinden çok ABD’nin 6. Filosu’na karşı, gençlerin başlattığı mücadeleydi. Bu nedenle ziyaret, Türkiye’nin kaderinde dönüm noktalarından biriydi. O dönemde, ABD’yi küstüren komünist, komünist de ABD karşıtıydı.
6.Filo Protestoları
Ziyaret nedeniyle başlayan protestolar sonrası, polisin karargaha dönmüş bir öğrenci yurdunu basması sonucu bir öğrenci ölmüş, bu olay, gösterileri daha da büyütmüştü. 16 Şubat 1969 tarihinde İstanbul Bayazıt Meydanı’nda ABD’nin 6. Filo’sunu protesto etmek için 76 gençlik örgütü toplanmıştı. En önde Türk bayrağı, arkada şu pankartlar vardı: "Geldikleri gibi gidecekler", "Emperyalizm ve yerli uşaklarına karşıyız", "Rezil coni bir daha gelme"," Amerikan iti toprağımızda havlayamaz." Beyazıt’tan başlayıp Taksim’de sona erecek olan anti-emperyalist, bağımsız Türkiye miting için işçiler, öğrenciler toplanmaya başlarken, aynı saatlerde Beyazıt Camii ve Dolmabahçe Camii doluyordu. Fakat bu sefer Amerikan muhiplerin sayısı oldukça artmıştı.

Provakasyon
Bugün Gazetesi’nden Mehmet Şevki Eygi(sağda); "Büyük fırtına patlamak üzeredir, Müslümanlar ile kızıl kafirler arasında topyekün savaş kaçınılmaz hale gelmiştir... Müslüman kardeşim, sen bu savaşta bitaraf kalamazsın. Ben namazımı kılar, tespihimi çekerim... Etliye, sütlüye karışmam deyip de kendine zulüm edenlerden olma, gözünü aç, bak!.. Onlarda taş, sopa, demir, molotof kokteyli mi var? Biz de aynı silahları kullanmaktan aciz
değiliz... Cihat eden zelil olmaz. Sağ kalırsa gazi olur, canını verirse şehitlik şerefini kazanır” şeklinde provakatif yazılar yazarak olayların büyümesine zemin hazırlamıştı. Sağ ve sol görüşlü öğrenciler, meydanda karşılaşmış, tarihe ’Kanlı Pazar’ olarak geçen olaylarda 2 kişi ölmüş, 200 kişi yaralanmıştı.


Sokağa dökülmekle halledilmez

6. Filo resmi yetkililerce İstanbul’da 21 pare top atışıyla karşılanmıştı. O dönemde, Süleyman Demirel’in liderliğini yaptığı Adalet Partisi iktidardaydı. 1965 seçimlerini yüzde 53’lük bir oy oranıyla kazanan Demirel Hükümeti, 68 öğrenci olaylarıyla sarsılmıştı. Olayları “hür olan memleketlerin işareti” olarak nitelendiren dönemin Başbakanı Demirel, 22 Mart 1969’da düzenlediği basın toplantısında, “1960 modeli olayların tekrarını hayal edenler var. Ellerinde kronometre, hükümetin meşrutiyetini kaybetmesini bekliyorlar” diye konuşmuştu.

Demirel, ilerleyen tarihlerde olayların yayılması üzerine, sıkıntılar yaşandığını belirterek, “Sokağa dökülmekle hiçbir mesele halledilemez” demişti.

Hoşgeldin Denizci

Bu arada, Atatürk’ün emperyalistleri İzmir’de denize dökmesinden sonra, batının kanlı çizmesi ilk kez Demokrat Parti’yle Türkiye’ye girmişti. ABD’nin, Tükiye’nin dış politikasında neredeyse tek dayanak noktası haline gelmesi 1950’li yılların başına rastlar. Türkiye’yi NATO’ya sokan DP’nin, Missouri Zırhlısı’nı İstanbul’a davet etmesi, Türk tarihinin kara bir günüdür. Missouri, Amerika’nın en önemli ve meşhur gemilerinden biriydi. Japonya’nın teslim anlaşması bu zırhlıda imzalanmıştı.
1946’da vefat eden ABD Büyükelçimiz Münir Ertegün’ün naaşını getirmişti.

Buraya kadar herşey normal. Ancak, ziyaretin bizim açımızdan dramatik bir yanı vardı DP iktidarının emriyle, İstanbul’da gazinolar ve genelevler boyanır, tüm kent süslenir, ABD askerlerinin İstanbul’u kirletmeleri için her türlü hazırlık yapılır. Genelevin duvarlarının beyazlara boyanması ve üzerine de İngilizce “Hoşgeldin denizci” yazılması hâlâ hafızalardadır.